Doğu Sırbistan’daki Babina Glava kireçtaşı tepesinde yer alan Resava Mağarası’nın 80 milyon yıllık olduğu tahmin edilmektedir. Bu da onu Sırbistan’ın en eski mağaralarından biri yapar!
Hem üst hem de alt katların tümünden geçen bakımlı yollarla 8 galerinin tümü mağara turuna açıktır. Tur, tüm mağaraya yayılan yapışık dikitler ve sarkıtlar tarafından oluşturulan birçok sarımsı sütun nedeniyle “Yapışık Sütunlar Salonu” diye adlandırılan bölümle başlar.
Daha sonra rota, adını eskiden sazlıklardan ve çamurdan yapılmış eski arı kovanlarını andıran üç dikit grubu “Arı Kovanı Salonu”na doğru devam eder. İkinci ve üçüncü salonlar, kalkerli malzeme ile çimentolanmış farklı taş parçalarından oluşan, kırmızı breşlerden yapılmış bir kanalla birbirine bağlanmıştır.
Kanyon Kanalı boyunca yürürken, “Tarihin Girişi” olarak bilinen Resava Mağarası’nın üçüncü salonuna ulaşacaksınız.
Ayrıca, yaptıkları ilginç sesler nedeniyle müzik gibi yankılanan ve bundan dolayı “Mağara Orgu” olarak adlandırılan taşlaşmış mağara perdeleri de buradadır.
İnsan yapımı uzun bir tünelden aşağı indikten sonra beyaz, sarı ve kırmızı kristal mağara oluşumları bakımından zengin olan “Kristal Salon”a ulaşacaksınız.
Mağara Stüdyoları olarak bilinen koridoru takip ederseniz, sizi birçok bölümden oluşan “Konser Salonu”na götürecektir. “Konser Salonu” ise isminden de anlaşılabileceği gibi mükemmel bir akustiğe sahiptir ve hem mağara oluşumlarının sayısı hem de güzelliği bakımından, diğer salonlardan çok daha farklıdır.
“Boban Koridoru”, adını oraya ilk defa giren genç speleologdan almıştır. Duvar oluşumları, Sırbistan’ın Niš kentindeki ünlü kule gibi insan kafataslarına benzerliği nedeniyle “Kafatası Kulesi” olarak adlandırılmıştır. Buradaki küçük bir galeri, sizi “Mercan Kanalı” olarak bilinen Resava Mağarası’nın yedinci salonuna götürecektir.
Turunuzun sonunda, mağara oluşumlarının az olduğu ve kil kaplı duvarları nedeniyle “Çamur Salonu” olarak adlandırılan galeriden geçeceksiniz.
Doğaseverler bu bölgeyi keşfetmeye yakınlardaki Beljanica Dağı’nın yamaçlarında devam edebilir. Veliko Vrelo’nun güçlü karstik kaynağı ve yüksek karstik platosuna ek olarak, 20 metre yükseklikten kayalıklardan aşağı inerken muhteşem bir manzara yaratan Veliki Buk Şelalesi’ni de görebilirsiniz.
14. yüzyılda Sırp hükümdarı Despot Stefan Lazarević tarafından yaptırılan Manasija Manastırı da mağaranın yakınındadır. Büyük kilisesi, yemekhanesi ve 11 kulesi ile manastır yerleşkesi, Orta Çağ Sırp kültürünün en önemli anıtlarından biridir.