Bor Gölü, Crni Vrh Dağı’nın eteklerinde, deniz seviyesinden 438 metre yükseklikte yer alır. 20. yüzyılın ortalarında su akıntılarının bir baraj tarafından kesildiği zaman oluşan göl, hem yerli halk hem de bölgeye giderek artan sayıda gelen ziyaretçiler arasında tatil, dinlenme ve balıkçılık yapmak için favori bir yer haline geldi.
Gölü çevreleyen çiçeklerle dolu çayırlar, meralar, yaprak döken ve iğne yapraklı ormanlar ziyaretçilerin tekrar tekrar göle gelmesi için önemli nedenler arasındadır. Bor Gölü, yaz aylarında yaklaşık 25 santigrat derecelik su sıcaklığı ve bakımlı plajlarıyla, favori bir yüzme ve güneşlenme noktasıdır. Yürüyüş ve koşu parkurlarının yanı sıra yakınlardaki spor sahaları da daha hareketli hobiler için geniş fırsatlar sunmaktadır.
İçine akan berrak dağ suyu sayesinde Bor Gölü, balıkların üremesi için ideal koşullar sağlar. Sazan, yayın balığı, sudak balığı ve diğer birçok tatlı su türünün yanı sıra tüm beyaz balık türleri de burada bulunabilir. Göl, balık bolluğu ve rekor boydaki avlar nedeniyle balıkçılar arasında çok popülerdir. Bu taze yakalanmış balıklar yakınlardaki restoranlarda genellikle yerel şaraplarla servis edilirler.
Bor Gölü’ne çok uzak olmayan Brestovačka Banja, sıcak mineral kaynakları ve tarihi simge yapılarıyla oldukça zengindir ve Sırbistan’ın en eski kaplıcalarından biridir. Büyük Sırp hükümdarı Prince Miloš’a adanmış Madencilik ve Metalurji Müzesi koleksiyonundan eserler içeren Brestovačka Banja müzesini de ziyaret etmenizi öneriyoruz. Spa’nın tarihi ilginizi çekerse, tüm koleksiyonu görebileceğiniz ve Klasik Antik Çağ’dan günümüze kadar bu bölgede yapılan madenciliğin nasıl geliştiğini öğrenebileceğiniz Bor şehrini mutlaka görmelisiniz.
Yakındaki doğal alanlara, kültürel ve tarihi mekanlara iyi ulaşım bağlantıları, gölü üssünüz olarak kullanarak Bor şehrinin etrafındaki tüm bölgeyi keşfedebileceğiniz çeşitli günübirlik veya çok günlük geziler için ideal bir fırsat sunmaktadır. Lazar Kanyonu’nun Zlot Mağaraları ortak adıyla bilinen mağaralar ve çukurlar bakımından zengin geniş alanını keşfedebilirsiniz. Dağcılar ve doğaseverler yakındaki Crni Vrh Dağı’na tırmanmanın tadını çıkarırken, 3. ve 4. yüzyıllarda yapılmış bir Roma sarayının kalıntılarının bulunduğu arkeolojik alan Felix Romuliana’ya yapılacak bir gezi, tüm Roma İmparatorluğu meraklılarını memnun edecektir.