İnanışa göre Rajko Mağarası ismini, 19. yüzyılda yaşamış ve yerel folklora göre çifte yaşam süren efsanevi Komutan Rajko’dan almıştır. Gün boyu bölgedeki bir handa misafirlere hizmet eden Komutan Rajko, geceleri de bölgeden geçen Türk kervanlarını soyarmış. Yerel halk komutanın ganimetini bu mağarada sakladığına inanıyor, bu yüzden de mağara onun adıyla anılıyor.
Rajko Mağarası, ziyaretçilerin 600 metreden biraz daha fazlasına erişebildikleri, 2 kilometreden fazla incelenmiş kanalıyla Sırbistan’ın en büyük mağarasıdır. Mağara, biri giriş diğeri kaynak olmak üzere iki kısma ayrılmıştır ve her ikisi de ayrı yönlere bakar. Daha sonra bu iki ufuk birbirine bağlanmış ve böylelikle mağarada dairesel bir tur yapabilmek mümkün hale gelmiştir.
Mağara yolunda yürürken, ziyaretçiler “Urchin’in Salonu” boyunca yankılanan nehrin sesinin yarattığı yatıştırıcı atmosferin tadını çıkarabilirler. Tavanda binlerce kalsit tüpü ile dekore edilmiş bu salonun dışında, tavandan damlayan suyu toplayan kenarlı pembe tüf havuzları ve büyük kalsiyum girintileri de göreceksiniz. Su ile dolduktan sonra tüf havuzları çevredeki duvarların görüntülerini yansıtan bir ayna efekti yaratır ve ortaya mutlaka görülmesi gereken çarpıcı bir manzara çıkar!
Mağaranın üst ufkunun üzerinde yer alan “Kış Peri Masalı” adlı salon, adını karla kaplı bir manzaraya benzeyen, ışıltılı beyaz kalsit sütunlarından almaktadır. Burada, ışıkta parıldayan kristallerle kaplı, yükselen bir mağara figürü olan Beyaz Ayı ile yüz yüze geleceksiniz. Beyaz Ayı, hem görünüşleri hem de sıra dışı isimleri nedeniyle ziyaretçilerin hayal gücünü ortaya çıkaran birkaç tanınmış speleolojik figürden biridir. Rajko Mağarası’nda Beyaz Ayı’nın haricinde Mısır Tanrıçası, Salyangoz, Mantar kaplı kütük gibi ilgi çekici isimler taşıyan birçok farklı figür de yer almaktadır.
Dar bir geçit, ziyaretçileri diğer Sırp mağaralarında çok nadir görülen bir manzara olan, kristal kalsit dolu bir salona, Kristal Orman’a götürür. Rajko’nun bir başka ayırt edici özelliği ise içindeki sıcaklığın 8 santigrat derecede kalması ve neredeyse yüzde 100’e varan hava nemidir.
Mağaranın girişinde bulunan bir taş çekiç, tarih öncesi zamanlarda burada insanların yaşadığını kanıtlar. Konuklar sadece iki kilometre uzaklıktaki Majdanpek Müzesi’ni ziyaret ederek bu taş çekici görebilirler.
Mağara, kayın, akçaağaç ve meşe ormanları ile çevrilidir. Rajko’nun Mağarası ile birlikte Mali Pek nehri, eşsiz bir doğal ambiyans oluşturur.